Anlatı Gücü İttifakı, toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlerin zararlarına karşı dayanışmayı ve kapsayıcı anlatıları destekleyen bir platformdur.

Anlatı Gücü İttifakı, toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlerin güç kazandığı bir dönemde, bu zararlı anlatılara karşı alternatif hikayeleri üretmek ve öne çıkarmak amacıyla kuruldu. İstanbul ve Ankara merkezli bir proje olarak başlayan bu yolculuk, zamanla farklı şehirlerdeki hak savunucularını ve aktivistleri de içine alarak genişledi.
İttifakın hikayesi, yalnızca bir projeden ibaret değil; farklı alanlarda, sanatçılar, akademisyenler, aktivistler ve hak temelli kuruluşlar arasında kurulan güçlü bağların bir ürünü. Hem yerel hem küresel düzeyde toplumsal dönüşüm yaratmayı amaçlayan bir hareket olarak varlığımızı sürdürüyoruz.
Görünmez kılınmaya çalışılan hikayeleri görünür kılmak, maruz kalınan ayrımcılığı yaratıcı yollarla anlatmak için bir araya geliyoruz. İttifakımız, insan haklarına, özgürlüğe ve eşitliğe gönül veren herkes için açık bir platformdur. Çünkü biz, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.
Anlatı Gücü İttifakı, toplumsal cinsiyet karşıtı anlatıların zararlarına karşı bir araya geldiğimiz bir dayanışma alanıdır. Amacımız, bu zararlı hareketlerin hedef aldığı gruplar arasında güçlendirici bağlar kurmak ve yeni anlatılarla mevcut anlatıları dönüştürmek.
- Toplumsal cinsiyet karşıtı aktörlerin zarar verdiği grupları bir araya getirmek ve dayanışmayı güçlendirmek.
- Toplumsal cinsiyet karşıtı anlatıları dönüştürmek.
Toplumsal cinsiyet karşıtı aktörlerin hedef aldığı grupları bir araya getirerek zararlı anlatıları dönüştürmek, ortak söz kurmak, karşı anlatılar üretmek ve yaygınlaştırmak.
Herkesin kendi anlatısının gücüyle onurlu bir şekilde yaşayabildiği eşit, adil ve özgür bir dünya.
Hak odaklı sivil toplum kuruluşları arasında bu konuya dair farkındalık ve gündem yaratmak
Anlatı çalışmalarına dair kapasite güçlendirmek
Her yıl Anlatı Gücü İttifakı’na en az iki örgütü dahil etmek ve büyümek
Akademisyenler, medya çalışanları ve iletişim uzmanları, hak odaklı sivil toplum örgütleri ve sanatçılar arasında bu konuya dair ortak gündem yaratmak
Yaratıcı yöntemlerle üretim yapmak ve yaygınlaştırmak
Toplumsal cinsiyet karşıtı aktörlerin zarar verdiği grupların kendi anlatılarını üretebilmeleri için alan yaratmak
İttifakımız, SPoD’un öncülüğünde DEMOS, Havle Kadın Derneği ve Pozitif Dayanışma’nın ortaklığıyla kuruldu. İlerleyen dönemlerde daha fazla hak temelli kuruluşu bünyemize katmayı amaçlıyoruz.

2011 yılında gökkuşağının altında adil, eşit, özgür bir dünya hayaliyle yola çıkarak LGBTİ+’lara hukuki, sosyal ve psikolojik danışmanlık sunuyoruz. Kampanya ve dava takibi yapmakla birlikte kurumlar ve belediyeler ile ruh sağlığı uzmanları ve hukukçular için eğitimler veriyoruz. Akademik araştırmalar yaparak seminerler ve paneller düzenliyor; siyaset ve aktivizm buluşmaları ile seçim kampanyaları üzerine çalışmalar yapıyoruz. Aynı zamanda destek grupları oluşturarak savunuculuk toplantıları organize ediyoruz. Tüm bu çalışmaları, bünyemizde barındırdığımız profesyonel çalışanlar, gönüllüler ve uzman ağları ile birlikte yürütüyoruz.

DEMOS Araştırma Kolektifi, 2015 yılında, sosyal bilimler alanında çalışan ve bilgi üretimini ortaklaştırmayı amaçlayan kişiler tarafından Ankara merkezli bir dernek olarak kuruldu. Kurulduğu günden bu yana geniş anlamıyla barış çalışmaları etrafında araştırmalar yaptı, Türkiye ve dünyadan örnekleri inceledi. Bunları yaparken toplumsal cinsiyet bakış açısını merkeze aldı. DEMOS 2024 yılından beri yoluna kolektif olarak devam ediyor.

KuirGaming başta çevrimiçi olmak üzere tüm oyunlardaki nefret söylemlerine, eril dile ve ayrımcılığa karşı oluşturulmuş bir LGBTİ+ oyun platformudur. Dijital alanlarda yaşamış olduğumuz ayrımcılığı ve maruz kaldığımız nefret söylemlerini dönüştürmek için birlikte oynuyoruz.

Politikada İyilik Hali olarak bakım-temelli örgütlülük yaklaşımlarını netleştirip yaygınlaştırmak, vatandaşlar açısından ekonomik demokrasiyi öne çıkartan bir iyilik halini, aktivistler açısından ise bireysel ve örgütsel güçlenmeyi birlikte alan queer feminist bakım temelli örgütlenmeyi yaygınlaştırmak için çalışıyoruz. Politikanın mevcut haliyle getirdiği tek boyutluluğu, erilliği ve rekabeti farklı yöntem ve perspektifleri hayata geçirerek aşmaya çalışıyoruz.

Havle Kadın Derneği; kadınların ve bilhassa Müslüman kadınların hayatlarının her alanında karşılaştıkları zorluk ve engellerle mücadele etmek amacı ile “Türkiye’nin ilk Müslüman feminist Kadın Derneği” olarak 2018 yılında Üsküdar’da kuruldu. İslam dininin ataerkil yorumlarına, hayatlarımızı çevreleyen toplumsal normlara ve bu normların dini referanslarla ilişkilendirilmesine karşı feminist perspektiften bir söz söylemeyi ve bunu yaygınlaştırmayı dert ediyoruz. Ayrıca, kadınların toplumsal meselelere dair hikayelerinin, mücadelelerinin ve çözümlerinin evrensel bir feminizm tanımına her zaman sığmadığı düşüncesinden yola çıkarak feminizmin yerelliğini savunuyoruz. Ataerkiye ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele ederken, kadınların arzularının ve hayattan beklentilerinin öznesi oldukları toplumsal ilişkiler ağı içinde şekillendiğini de görüyoruz. Bu bağlamda, İslami feminizmi, feminizmin yerelleşmesini, aile ve toplumsal ilişkilerdeki hiyerarşiyi ve şiddeti gündeme getiren araştırmalar yapıyor, bilgi üretiyor ve savunuculuk faaliyetleri yürütüyoruz. Bunu yaparken feminizm ve kadın hareketlerinin bilgi birikiminden besleniyor ve ürettiğimiz feminist bilginin ve politikanın kadın hareketine dönüştürücü etki yapmasını hedefliyoruz.

Pozitif Dayanışma olarak HIV ile yaşayanların ayrımcılığa, damgalamaya, nefrete maruz bırakılmadığı özgürlükçü değerlerin benimsendiği bir toplum yaratmak amacıyla 2019 yılından bu yana çalışmalar yürütüyoruz. İnisiyatifimiz, HIV ile yaşayanlardan, farklı hak alanlarında savunuculuk yapan gönüllülerden, aktivistlerden ve psikologlardan oluşuyor. HIV ile yaşayanlara yönelik ayrımcılık, damgalama ve nefretle mücadele etmek, HIV ile yaşayanları güçlendirmek ve insan haklarını yaygınlaştırmak misyonu ile HIV ile yaşayanların kendi sesini duyurması, kendi söz ve eylemini üretebilmesini önceliyoruz. Çünkü HIV ile yaşayanların hak ve özgürlüklere erişiminin önündeki en büyük engellerden biri HIVfobik, ayrımcı ve ayrıştırıcı söylemler olduğundan bizim kendi sözümüzü üretmemizle ancak toplumda ve siyasette hakim anlatıların değişebileceğine inanıyoruz.